Meftun Ne Demek?

Arapça kökenli bir kelime olan meftun; gönül vermiş, tutulmuş, büyülenmiş, yanmış ve aklını kaybetmiş anlamlarına gelmektedir. Arapça “maftûn” kelimesinden dilimize geçmiştir. Maftûn ise, Arapçada “fitne” kelimesinin “fatana” sözcüğüne dönüşmesinden ve son olarak da “maftûn” halini almasıyla türemiştir.

Osmanlı döneminden bu yana sıklıkla kullanılan bu kelimeye daha çok aşk konseptli yerlerde rastlanmaktadır. Özellikle edebiyat tutkunları içerisinde aşk romanlarını ve aşk şiirlerini okumayı seven kişilerin rastlaması kaçınılmaz olan bu kelime, tek başına bile aşkı çağrıştıracak bir güçtedir diyebiliriz.

Klasik Türk Edebiyatında kullanılan “aşıkların gönüllerinin, sevgililerinin saçında asılı kalması” tasviri, sevgilinin saçlarının aşığın boynuna dolanması ve bu nedenle âşık olan kişinin fitneye, yani belaya bulaşması olarak geçmektedir. İşte edebiyatımızda aşıklara meftun denmesinin ardında bu tasvir yatmaktadır.

Meftun olmak için illa bir kişiye âşık olmaya gerek yok. Gönülden bağlandığınız bir eşya, bir bitki ya da bir hayvan bile sizi meftun olarak tanımlamaya yetecektir. Yine de bu aklınızı karıştırmasın çünkü öylesine sevdiğiniz ya da hoşlandığınız şeyler bu tanımlamaya girmenize yardımcı olmayacaktır. Meftun olmak büyük bir tutku gerektirir.

İşte Edebiyat Dünyasının “Meftun” Olmuş Aşk Kahramanları

Geçmişten bugüne yaşamaya değer görülen en büyük duygulardan biri şüphesiz ki aşk. Gerçek aşkı bulmuş kişilerin bu duyguyu asla unutamayacağı söylenir hep. Tarihin tozlu raflarına indiğimizde de bu söylemin gerçekliği, Leyla ile Mecnun başta olmak üzere dillere destan aşk hikayeleri ile bize büyük bir kucak açar.

Mecnun’a olan aşkından ölen Leyla, büyük aşkı Şirin’e kavuşmak için dağları delen Ferhat, Aslı’nın aşkından yanıp küle dönmüş Kerem, kavuşmalarının ardından ölen sevgilisinin mezarında kahrolup can veren Zühre, yaşanılan gerçek aşkların unutulmayacağını bize göstermiş ve bizlerin gözünde meftun olmuş büyük aşk kahramanlarıdır.